Uluslararası Ve Kıtalararası hizmetlerim bazen Otel Mutfağı Danışmanlığı, bazen yüksek mutfaklarda restoran danışmanlığı yada mutfak mutfak danışmanlığı olarak "
Hizmet Alanlarımı" Aşağıdaki "
Kırmızı" Olarak
Kabartılmış başlıklar'da bulabilirsiniz...
Özellikle yazımın başında kendi adıma ve aşçılık mesleğinin duayeni, mesleki bilgisini tecrübe ve ahilik ile birleştirmiş bir kaç meslektaşım adına da 2 paragraf ile sitemimizi dile getirmek istedim...
İlgili Markaların Finansman ve Medya Desteği ve Anlaşmalı Israrı ile 35-40 Yaşından Sonra Aşçılık Mesleğine Tepeden Başlatılmış, "Yazılı ve Görsel basında" Sadece "3-4 aylık" medyatik parlatmalar ile daha vilayetini görmemis ama "dünyaca ünlü şef" Olarak Mutfağımızın Tanıtımını Yaptığını Söyleyen, Popüler Ama Maalesef konuya Vakıf Olmayan Bazı "Balon" Sözde Türk Mutfağı Şefleri; Lütfen, Aynaya Bakınız ve Söylemlerinizin Gerçekliğini Sağlam Kaynaklardan Araştırınız. Çünkü, Bu mesleğe Hayatını ve Gönlünü Veren gerçek Duayenleri "bu tür cehalet örnekleri" İle Üzüyorsunuz!!!
Saygıdeğer meslektaşlarım camiamızdaki bu yabancı gıda markası ve yabancı şefler özentisine lütfen son veriniz ve kendi tarihinizi araştırınız. Çünkü dünya tarihinde "ASIL" olan gerçek mutfağın bizim coğrafyamızın mutfağı olduğunu göreceksiniz. Bir şeyin gerçeğini bilmeden geliştiremeyeceğiniz gibi hazine bizde dir, başkasındaki teneke parçasını parlatmaya çalışmamalıyız...
Özellikle aşçılık mesleğindeki genç meslektaşlarım, kendinizi Türk mutfağının geleceğine, mesleki geleceğimize bilgili ve bilinçli olarak iyi hazırlayınız. Size mutfağımızın ihtiyacı var... Önce yüz yıldır bize unutturmak istedikleri tarihimizi ve kendi mutfağımızı gerçek değerleri ile öğrenirsek Türk mutfağı kültürümüze ve dünyadaki tanıtımlarına daha fazla faydalı olabiliriz...
Şimdi soruyorum Biz bizi bilmezsek kim bizi bilir? Biz bizi yaşatmazsak kim bizi yaşatır? Biz bizi geleceğe taşımazsak kim bizi geleceğe taşır? Biz bizi anmazsak kim bizi anar !!! Maalesef aşçılık camiasında kendi isimlerini taşıyan yemek kitabında ne yazdığını bilmeyen ve isimlerini satan Türk mutfağı şefleri var. Mutfak ve yemek kültürümüze bir bıçak gibi saplanan bu hatalar gerçek mutfak değerlerimize uzun vadede kapatılamayacak büyük yaralar açacaktır...
Mutfağımızın üzerinde yabancı gıda markaları tarafından çok büyük bütçeler ile oynanan oyunların farkındamısınız? Tarihimizde kürdün tarihini Türk'e Türk'ün tarihini ise Kürde yazdırarak ülkemizi 100 yıldır ırkçılıkla, terörle savaştıran bu düşünce sahipleri Gastronomide de "haçlı seferleri" ile görevinin başındadır, vardır ve gerçektir !!! Aynı düşünce yine bu günde kendilerinin popüler yaptığı mutfak fakiri, konuya hakim olmayan Türk mutfağı şeflerinin ismi ile osmanlı yemekleri, Türk yemekleri, Türk mutfağı ve osmanlı mutfak değerleri ile ilgili gerçek değerleri temsil etmeyen kitaplar yazmaktadırlar...
Niye dünyaca ünlü diye piyasaya sürülen 10'larca başarılı şefimiz var iken --2021, 2022'de Yeni Yemek Trendleri & Restoran Trendleri'ni bizim o ünlü şeflerimiz yazmıyor yada yazamıyor? Oysa ekranlara çıktığımız zaman "ahkam" kesmesini biliyoruz!!! Ünvanlar sunucular tarafından saymakla bitmiyor; başarılı şef, ödüllü şef, dünyaca ünlü şef, koordinatör şef!!! Ne kadar balon şef var ise sanki sihirli bir el tarafından toplanmış bir araya kamu oyuna yutturulmaya çalışılıyor, konuşmalarının altı boş, hemde bom boş...
Konuya vakıf olmayan kişi, kurum ve kuruluşlar tarafından yeni yetişmekte olan mutfak gönüllüsü meslektaşlarımız bilinçli olarak yanlış yetiştirilmektediriler. Bilgiye dayalı billinçli ve başarılı bir gelecek değil, boş hayaller, yanlış bilgiler, yabancı özentisi ve popülerlik vaadleri ile sonu yok olmak olan uçuruma yönlendirilmektedirler...
Örnek olarak değinmem gerekirse: Camiamızda Bilgisizlik ve Yabancı özentisi Tedaviye Muhtaçtır diyorum. Sadece 90 seneye bakarsanız görebileceğiniz detaylar bellidir. Ama Osmanlıyı, selçukluyu ve daha fazlasını kendi kültüründen görmeyenlere sözüm -acilen bir Psikiyatrist' e gitmeleri konusunda ısrar ediyorum.!
Daha kendi kültüründe darı çöreğini, bazlamasını, cızlamasını, eriştesini, çomaç 'ını mantısını bilmeyen geleceğin Türk mutfağı şefleri yeni genç aşçılarımızı binlerce euro karşılığında Türk mutfağını öğretmek, korumak ve yaşatmak ile görevli olan dernekler, federasyonlar ve mutfak akademilerimiz vasıtası ile italya ya pizza eğitimine götürerek işlerini 'de layığı ile yapmaktadırlar. -mı acaba?
Üzerimizdeki algı yönetimlerine bakacak olursak: Kendi zekalarını dikkate alarak insanlığı enayi yerine koyan bu zihniyet yine filistinde anneler gününde 17 çaresiz annenin israil askerleri tarafından öldürüldüğü gün ülkemizde 5 yıldızlı otel mutfağı şefimiz ile israilli şefi bir araya getirip birlikte yemek programı yaptırarak bizim mutfağımızı ve bizim şeflerimizi kullanarak dünyanın "anneler günü" nü kutlamışlardır ! Nasıl bir ehalet ve nasıl bir zeka ama!!!
Bunlar acizlik değilmidir? Adamlar akıllı... Bir TÜRK mutfağı şefi oyuna getirildiğini anlamasa dahi bilinçsiz olarak bu kadar çaresizmidir? Yada her şeyden haberi var ama Başka Mutfaklara Özenti Bir Hastalık 'mı Sizce? Ünlü Türk mutfağı şeflerinden bazılarının yemek kitaplarını okuduğunuz zaman sanırsınız ki bizim değilde başka bir yabancı ülke mutfağının şefi !!!
Günümüzde bazı ünlü Türk mutfağı şefinin yemek kitaplarını incelediğiniz zaman Türk mutfağı yemek tarifleri için -italyan marka sostan ......gr kullanınız, -fransız marka yağdan 3 kaşık atınız, alman marka peynirden rendeleyiniz!!! gibi ifadelere çok fazla rastlayacaksınız. Aynı zamanda Türk mutfağı şeflerinin bu yemek kitaplarında kendi yabancı ülkelerin mutfaklarının ismi her zaman modern ve başarılı olarak geçerken Türk mutfağının ismi ise dünyada bilinmeyen bir mutfak olarak yazmaktadır. İlgili tariflerde yemeklerimizin yozlaştırıldığı bir yana Gastronomide ki haçlı seferlerinin diğer bir ayağıda budur.
Birde bu Türk mutfağı şeflerinin ben yazdım dedikleri yemek kitaplarında Yoğurdumuza "Yunan yoğurdu" diye tarihe haince ve onursuzca "not düşenler" var. Özellikle belirtmek isterim sırası gelmişken yoğurtun tarihi ve tarihçesinde "Yuğurt" ismi yağurt ve yuğurmak kelimelerinden üretilen bir isimdir ve yunancanın kökünde böyle bir kelime yoktur. Dedimya bunlar zaten isim ve şahsiyet olarak satılık, Fransız'ın portakallı ördeğin' nin peşinde koşan 4-5 ayda ilgili yabancı gıda markaları tarafından basında kullanılmak üzere parlatılan balon şeflerdir. Ağacın balta'ya dediği gibi "sapı benden ne yapayım"
Çünkü yemek kitabını yazan kitapta ismi geçen o şef değil. kendiside bilmiyor kitabında ne yazdığını... önce işleyebilecekleri cehalette paraya ihtiyacı olan -0- dan alıyorlar bu şefi ilgili basın ve medya araçları ile parlatıyorlar biraz. Tarihi Osmanlı Saray Mutfağı ve Günümüz Türk Mutfağından habersiz bu şefler hakkında bir kaç tane "hor gurmeler" e 'de bunlar hakkında bir kaç yazı yazdırıyorlar. Daha sonrada bu şefin ağzı ile ev mutfaklarından, profesyonel mutfaklara ve gastronomi camiasında ulaşabildikleri yere kadar mutfak menfaatlarıimize ve mutfak kültürümüze uymayan algı yönetimi ve toplum mühendisliği yapıyorlar.
Kendi değerlerimizi öğrenmeye çalışarak ve savunarak Ne Zaman Bizimki Demesini Öğrenip Bizler Olabileceğiz acaba? Şimdi de mutfağımızda bu ilgili markalar ve basın yolu ile 3 ayda dünyaca ünlü ünlü şefler oldular. Tek amaçları mutfağımızı yozlaştırabilmek için 9 doğrunun içine bir kaç yanlış sokarak dünyada yükseliş trendine giren mutfağımızı yozlaştırmak !!! Bunuda Türk mutfağı şefleri olarak yapıyorlar...
Diyorumki Tarihine Sahip Çıkmayan Geleceğine Sahip Olamaz arkadaşlar. Gelecek nesillerimize sağlam teslim etmemiz gereken emsal değeri olmayan zenginliklerimiz var. Başarabilmek için her şeyi deneyecekler! Üzücü olan mutfağımızı koruması gereken dernek ve federasyon ve konfederasyonlar ve mutfak sanatları ile igili akademileri, üniversiteleri bilinçsizce yine popülerlik uğruna bunlara yardımcı olup, yer veriyorlar!
Günümüzdeki Kavramsal Gercekleri ve Tarihi "Has Aşçıbaşı" Olarak Yorumlamak istediğim zamanlar çok oldu. Avrupa hayranı kardeşlerimiz ortaçağ karanlığının mimarı, sömürüye dayalı bir insanlığın ve devletlerin ve hatta tüm altyapılarına kölelere yaptırmış olan sömürüye dayalı bir yaşantının olduğunubiiyorlarmı acaba?
Yada çok geriye girmeye gerek yok sadece 70-80 yıllık bir avrupa tarihi hakkında araştırma yapmalarını öneririm. Dünyada Osmalı bakiyesi olan tüm topraklar'da "demokrası getireceğiz" diye katliam yapaarak maddi ve manevi sömürü ile soyup soğana çevirenler kimlerdir? Hatta "Medeni" Denilen Avrupa Ve Biz Türk 'ler hakkında ne kadar bilgiye sahibiz? Sizcede Kediyi de Ciğeri de Tartma Zamanı Geldimi artık?
Mutancana, seferceliye mahmudiyye, etli kavun dolması, kuzu tandır, kaygana, badem ve paça çorbası, gibi yemeklerin reçetelerinde ne yazar biliyormusunuz?
(Hepsinin reçetesindeki açıklamalar aynı değildir. aşağıdaki misal olarak belirtiyorum)
Bu yemek; bel ağrısına halüsinasyon görmeye, öksürüğe, eklem ağrılarına, uykuya, dalgınlığa vs. İyi gelir diye yazar !!! Lütfen sevgilimeslektaşlarım; şirvani 'yi, İb-n battuta’yı derviş nidâî ‘yi, Ateşbaz-ı veli’yi, evliya çelebi’yi, Melceü't-Tabbâhîn i bilmeyenler konunun uzmanı olarak osmanlı ve Türk mutfağı hakkında eğitim vermesi, ulusal basında açıklama, aşçılık okullarında öğretmenlik yapması kabul edilemez !
Bu fransa ve ispanya ekolu “ilgili lastik markası” yıllardır, avangard, yüksek mutfak, füzyon, moleküler Dünya Mutfağı Nedir? vs. vs. diye kavramları yeni meslek gönüllüsü kardeşlerimizin önüne koyarak bitiremedikleri, bozamadıkları mutfağımızı yeni planlar kısa vadede kafa kafa karışıklığı, uzun vadede ise yok etmeyi deniyorlar.
Bunlar böyledir, yemek destanları, yemekle ilgili atasözleri olsaydı eğer şimdi dünyaya ezberletmişlerdi. Bir şeyi başaramazlarsa yardım teklif ederler ve işin içine girerler. Baktılar-ki Yemek, Kültür Ve Kimlik kavramında osmanlı ve türk mutfağı aldı başını gidiyor; çok kısa bir süre içerisinde fransız, italyan, ingiliz ve alman şeflerin myo ve diğer aşçılık okullarımızda özellikle 11 -18 yas gruplarına farklı çalışmalar adı altında ders verdiklerini, avrupada aşçılık ve kendi mutfaklarını farklı şaklabanlıklar ile sevdirmeye çalıştıklarını göreceksiniz.
Bu topraklara boşuna düzenlenmedi 8 büyük haçlı seferi ! Şimdi bu seferlerin farklı versiyonlarını görüyüruz... Sebzelerden ve pasta ürünlerinden domuzcuklar cadılar, fareler yapacaklar, yapıyorlar aynı ikonların içerisine haç işaretleri koyarak genç kardeşlerimizin boyunlarına bunları madalyalar olarak takacaklar, takıyorlar. Bizim federasyon ve derneklerimiz de cehaletlerinden bilinçsizce bunlara ön ayak olacaklar vede oluyorlardır...
Bunlar başarısını çekemedikleri Türk şeflerini ve sanatkarları 3 Michelin yıldızlı Peter Goossens 'a da benzetirler bazen. Yani Türk şeflerinin dünyadaki başarılarını yazarlarsa bile illaki kendilerinden birine benzeterek yazarlar !!!
Aynı yaş gruplarını özel davetiyeler ile katılmaları karşılığında hatırı sayılır ödüller koyup yanlarına alabildikleri kadar satılık dernek ve federasyonlar gibi kurumları alarak bu çalışmalarını daha da büyütecekler. Anadolu’muzun lezzetlerini tarhana çorbamıza oğmacımıza varana kadar bu yabancı markalar kendi isimleri altında paketleyip market raflarına koymadılar mı?
Bu yabancı markaların market raflarındaki ürünlerinin kendi ülkelerinde bile bizim ülkemizdeki kadar müşterisi yok !!! Bizim mutfağımızı bozamazlarsa, kendi çizgilerine getiremezlerse kime satacaklar ürünlerini ? Lütfen gelmeyin bu oyunlara sevgili meslektaşlarım, dernekler, federasyonlar ! Lawrens’ların ülke mutfağımızdaki ağlara bağladıkları hain keklik‘lerden olmayınız lütfen...
Yabancı markaların ülke mutfağımız üzerinde hesapları büyüktür! Bizim mutfağımızı değiştirip kendilerine benzetemezlerse milyarlık yatırımları çöp olacak! Coğrafyamızın her türlü değerine onursuzca saldırıyorlar! Bizim de Türk Mutfağını Dünyaya Tanıtma Çabalarımız diye bazı çalışmalarımız var !!!
Her şeyi deneyecekler! Kendimize güvenmeliyiz, Türk Şefleri Sosyal ve Kültürel Olarak Başarılıdır arkadaşlar... Üzücü olan mutfağımızı koruması gereken dernek ve federasyonlar bunlara yardımcı olup, yer veriyor! Yabancı markaların lawrens lerinin mutfağımız daki ağlara bağladıkları hain keklik’ lerden olmayınız! Size bizden olanları büyütmek ve bizden olan aşçıları tanıtmak yakışır!
Şaka değil gerçek!! İsrail, Alman ve İngiliz askeri ve sivil görevleri bıraktırılarak ülkemizde aşçılık yapmak için görevlendirilen ve 3 ayda ulusal basında parlatılarak dünyaca ünlü şef olarak bizim mutfaklarımızda daha dün işe başlayanları değil! Bizim aşçılık kurumları yöneticilerimiz hakkında üzüldüğüm noktalardan biri de bu hizmetinizi bir çift ayakkabıya, bir çep telefonuna yada bir aylığına altınıza kiralanan arabalar karşılığında yapıyorsunuz...
Biz demesini öğreniniz! Biz bizi bilmezsek kim bizi bilir? Hani nerede kaldı Gastromilliyetçilik & Mutfak Kültürü Milliyetçiliği duyguları? Daha tarihi İstanbul Mutfak Kültürü' nü dahi biliyormuyuz? Birde üstüne neden Türkiye ve Türk mutfak kültürü ile uğraşıyorlar bu kadar soruyoruz kendimize. Adamların bizim topraklarımızdaki tarihleri kadar kendi topraklarında tarihleri yok! Misal 'mi istiyorsunuz? İncilde geçen 7 yedi KİLİSE' nin yediside bizim topraklarımızda, bu konuda o kadar çok misal verebillirimki bu yazı bir ansiklopediye döner...
Dünyada hayatın başladığı, medeniyetlerin var olup yok olduğu ve en eski kutsal kitapta dahi ismi geçen toraklar bizim topraklarımız. Bilinen göbeklitepe ya daha bilinmeyenler? Bizim daha bırakın "Türk mutfak tarihini osmanlı tarihimizden haberimiz olması gerekmez mi? Dünyadaki ülke mutfaklarının imrenerek hayran olduğu yöresel ve bölgesel Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemlerinde Yemek kültürünü yaşatmalıyız! İstanbul’un fethi ile gerçek zenginliğine kavuşan osmanlı ve Türk mutfağı; emsal degerlerinin bile olmadigi paha biçilemez bir zenginliktir!
Yok etmeye çalıştıkları Eski Anadolu Türkçesi İle Yazılmış Tıp Eserleri bile daha yeni gün yüzüne çıkıyor. Eğer yaşanan en eski coğrafya olarak bizim coğrafyamızın mutfak kültürü yoksa kimin olabilir? Asıl biz isek taklitler nasıl olurda bizden aldıkları kopyalar ile mutfak fakiri şeflerimiz tarafından özenilecek ögelere sahip olabilirler? Şimdi ve gelecekte coğrafyamızın kültürünü, tarihini, mutfağımızın mesleki zenginliğini, hem akademik hem de alaylı olarak bilen Türk şeflerine ihtiyacı vardır!
Sevgili meslek gönüllüsü kardeşlerim Kendinizi Mesleki Geleceğimize İyi Hazırlayınız ve sahip olduğunuz değerleri biliniz, önce kendi coğrafyanızın mutfağını öğreniniz lütfen, daha sonrasında: ustalık, şeflik, ahilik, zanaatkarlık, popülerite, maddi kazanç, otorite ve saygınlık olarak kendiliğinden gelecektir. Ama kısa mesafe 'de gelen büyük ödüller her zaman kirli ve şaibelidir.
Önce kendi mutfağımızı layıkı ile öğrenerek geleceginize ve gelecegimize kendinizi iyi hazırlayınız! Bizim size ihtiyacımız var! Füzyon ve birikim bizdedir. Uluslararası mutfaklarda uydurmayın lütfen Dünya mutfağı diye bir konsept yoktur, olamaz da dikkate almanız gereken önünüze konan bu uydurmalar değil, odak noktanızda olması gereken “ASIL” ve “ASİL” olan tamamının gerçek kaynağı orjinali bizim coğrafyamızın mutfağıdır !!!
Biz nere nekadar idik, şimdi nerede ne kadarız? Unutmayınız, Kaybolan bir şey varsa yitirilmiş olduğu yerde aranır... Tarihte dahi olsa kaybettiğimiz şeyleri kaybettiğimiz yerlerde arayacağız, çünkü o kayıp yada kayıplar bize aittir ve bu gün olmasa bile yarın bulacağız inşallah...
Kaybettiklerimizi Buluyoruzda....
Bugün dünyada İsviçre ordu çakısı diye nam yapmış bıçağın dahi esasında orijinalinin "Osmanlı ordu çakısı" kaç kişi biliyor? Tekrar diyorum batı medeniyetinin ve icadlarının, tarihi kitaplarının büyük çogunluğunun kaynağı yağmalanan bağdat kütüphaneleridir. Hep birlikte İslam ve doğunun medeniyetini yağmalayarak çalmışlar ve bizim kültürümüze ait olan tüm değerleri kendi buluşları gibi aralarında ülke, ülke paylaşarak dünyaya pazarlamışlardır...
Kendi kültürünü ve tarihi bilmeyene cahil demeyeyimde kime cahil diyeyim? Kendi kültüründen çalınanlara başkasının icadı yada buluşu imiş gibi hayranlık duyan, avukatlığına soyunan, özenti içerisinde reklamını yapanlar esasında daha fazla ağır sözü hak ettiği gibi başkalarınıda bu hayranlığa sevk etmeleridir esas üzücü olan...
Haçlı seferleri ve sonrasında yağmalanan Bağdat, Musul, Kerkük kütüphanelerinde yakılan, yıkılan, çalınan ve kaybolan tarihimizin ne kadarını biliyoruz? Hazırlanmış olan resimlerdeki mesajlarımı alacağınıza inanıyorum... Unutmayınızki "bizim alanımız" olan ortak aracımız mutfağımız, ortak amacımız ise kendi gerçek değerlerimiz ile dünyada hak ettiği yere getirilmesidir...
Bizim popüler ama mutfak tarihimize hakim olmayan Avrupa ve batı hayranı bazı Türk mutfağı şeflerimiz illaki Fransa diyor, diyorlar peki ya gerçekler !!! Çünkü bunları poüler yapan, adlarına kitaplar yazan, yazdıran yabancı gıda markaları, medya ve basında güç sahibi "sahipleri" öyle deyin dediler.
Dünya Mutfak Tarihinde Dünyada Aşçılığın Tarihi ve İlk Yemek Kitabı Bağdatta yazıldı diyor Lilia Zaouali’nin “Orta Çağ’da İslam Mutfağı, peki göre kim? Elbette bir çoğu gördü peki camiada anan kim? Sen sendeki görmezsen kim sendeki bir ilki yada bir başarıyı görür popüler cahiller!!! Kendi kültüründeki "PIRLANTALARI" görmeyipte başkasının "tenekesini" parlatmaya çalışan ve sözde "medeniyim, çağdaşım, modernim" diye geçinen mutfak fakirleri...
Unutmayınız: Dünyaya örnek osmanlı ve Türk mutfağı sofraları yapan ama ortasına içecek olarak 2,5 litrelik cococola şişesi diken popüler Tür mutfağı şeflerinden olmayınız. Popüler olmak önemli değildir, alanında konuya vakıf ve bilgili olmak önemlidir. Konu ile ilgili Popüler Olmakmı Önemli? Bilgili Olmakmı? yazımıda okuyabilirsiniz...
İngilizce'de, Fransızca 'da ekmeğin her türlü anlamını bilen ama; Kendi öz kültüründe bazlama, “nan”, “nan-ı hass”, “nan-ı adi” veya “somun" olduğunu "bilmeyen" Türk mutfağı şefleri:
Ben aşağıdaki çalışmaları imkanlarım dahilinde hazırladım yada hazırlattırdım, belki bir gün bir meslektaşıma kaynak yada örnek olur diye. Web sitemde bulunan osmanlı tarihimizden, aşçılık kütüphanesi ve mesleki yazılarım ve daha fazlasını vakit buldukça inceleyiniz... Yeni meslek gönüllüsü kardeşlerimden özel bir talebim ise bizzat kaleme aldığım aşçılık andı 'nı bir okusunlar...
Not:
Bu konudaki çalışmaların tamamen şahsi imkanlarım dahilindedir. Bağlı yada sorumlu olarak finans desteği aldığım herhangi bir kişi, kurum, dernek, federasyon, vakıf, konfederasyon yada kuruluş yoktur. Bu düşünce ve çalışmalarım, mutfağıma karşı sözde değil özde duymuş olduğum sosyal sorumluluk gereği görevimdir...
Türk Mutfağı;
Medeniyetlerin Dünya Türk Coğrafyasındaki Zengin Füzyon Birikimine Sahiptir.
Türk Mutfağı;
Anadolu'da Yaşamış Olan Halkların, Devletlerin Yemek Kültürleri ve Mutfak Kültürlerine Sahiptir.
Türk Mutfağı;
Zengin Mezopotamya Mutfak Kültürünü Günümüzde Yaşatan Mutfaktır.
Türk Mutfağı;
Orta Asyadan Avrupaya Uzanan Coğrafyanın Yöresel Lezzetlerini İçerir.
Türk Mutfağı;
Osmanlı Saray Mutfağı'nın Da Katkıları İle Gerçek Zenginliğine Ulaşmış En Köklü Mutfaklardan'dır.
Türk Mutfağı;
Pişirme Teknikleri, Saklama Yöntemleri Ve Kendine Has Kültürü İle Emsalsizdir.
Not:
*** Yukarıdaki Yazı içeriğinde etiketlenerek belirtilmiş olan konular ile ilgili alanlarda daha fazla bilgi ve gastronomi danışmanlığı hususunda
hizmet alanlarım içerisinde bulunan başlıklarda destek almak için
iletişim bilgilerimden tarafım ile bağlantıya geçebilirsiniz.
***
Koord. Şef Ahmet ÖZDEMİR
Uluslararası Ve Kıtalararası
Restoran Danışmanı Ve Mutfak Danışmanı
Osmanlı Ve Türk Mutfağı Dünya Gönül Elçisi
Önemli not:
YUKARIDAKİ SLOGANLARIN YAZILMIŞ HALLERİDİR...
Çorba şiiri
Kana kuvvet göze fer batna cilâdır çorba
İllet-i cû'a deva mahz-ı gıdâdır çorba
Sağlara, hastalara ayni şifâdır çorba
Ağniya dostu, muhibb-i fukarâdır çorba
Hâsılı hâhiş ile ekle sezâdır çorba
Sahne-i lüp"te ağız lû'bu'nın ilk perdesidir
Her zamân önde yürür, et'ime serkerdesidir
Bence hep batn-ı beşer çorba cilakerdesidir
Bütün efrâd-ı ecânib "supa" perverdesidir
Âlemin sevgilisi dense sezâdır çorba
Ramazanda hele bin cân ile herkes gözler
Daha gündüzden onu mîde-i hâlî özler
Çorbaya dâir olur sofrada yağlı sözler
O ise baklavanın râhını durmaz düzler
Öyle bir râhber-i bâd-hevâdır çorba
Ekşili, terbilyeli başlar ise âhenge
Girişir tab'-ı şikem nağme-i çengâçenge
Boyanır kîseye, efkâra göre her renge
Dar boğazlarda girer girse kaşıkla cenge
O zamân sıdk ile muhtâc-ı duâdır çorba
Ahmet rasim’in hayali arkadaşı olan “baba
Yaver-i şikempervere” ait bir şiirdir...
Medeniyetlerin beşiğinde var olan Anadolu mutfak zenginliğimiz hakkındaki cehaletiniz ne acı bir durum değil mi ? Binlerce yılın mutfak füzyonu elimizde dururken bu mutfak fakiri bazı işletmeler, işletmeciler ve şeflerimiz var bizim !
Uydur uydur salla mantığı ile !!!
İtalya’na pizza ve makarna | amerikalıya burger ve steak, Fransız’a ördek, fondü ve şarap | ingiliz’e hint yemeği, Belçikalıya, almana, hollandalıya kendi mutfaklarının Uydurma versiyonlarını satmaya çalıştığınız gibi, aynı Ürünleri Türklere ’de dünya mutfağı diye yutturmaya çalışıyorsunuz. Türkiye olarak iran’a ve ırak ‘a petrol satabilirmisiniz ?
Avrupa ve asya ülkelerden gelen misafirlerimiz büyük bir hevesle Türk mutfağı olarak geldikleri restoranlarımızda kendi mutfak Kültürlerinin vasat versiyonları ile karşılaşmaları sonucunda ciddi bir hayal kırıklığına uğruyorlar !!!
Bu yabancı mutfak özentilerinize bir son verin !
En azından osmanlı ve Türk mutfağı tabelası altında yapmayın bunu !
Asırların geleneksel Türk mutfağı konseptinde | çorba ve pilavlarımız
Karadeniz mutfagi | yöresel yemekler | gaziantep, hatay, mardin mutfağı
Börek, çörek ve pidelerimiz | tencere ve fırın et yemeklerimizden
Oluşturduğunuz bize has menülerinizle hizmet vermeye çalışınız !
Yada tabelalarınızdaki osmanlı ve Türk kelimelerini kaldırınız!
Çünkü bu ülkenin değerlerini yansıtamadığınız gibi o değerlere
Ciddi anlamda zarar veriyorsunuz. Buna hakkınız yok !!!
Eğer kel başınıza şimşir tarak alıyorsanız ayna ‘da benden...
Günümüzden ;
250 yıl geriye giderseniz amerikalı,
700 yıl geriye giderseniz rus,
1.200 yıl geriye giderseniz ingiliz,
1.300 yıl geriye giderseniz fransız,
2.000 yıl geriye giderseniz alman,
2.200 yıl geriye giderseniz italyan,
Milletlerini bulamazsınız !!! Ama 15.000 yıl geriye gitseniz’de Mutlaka Türk `e rastlarsınız. Tarihten Türk `ü çı-kar-ta-maz-sı-nız !!! “tarihini öğren geleceğine sahip çık !!!”
Lezzet hazinelerimize sahip çıkılmalı
Gerçeğini bilmeden geliştiremezsiniz !
Türk şefleri; bazı isimler vardır ki
Başka dillere çevrilemez !
Turkish “ravyoli” değildir
O yemeğin ismi “mantı” dır!
Turkish “pizza” demeyiniz
“pide ya da lahmacun” deyiniz !
Türk aşçıları “cayro” demeyiniz
O yemeğin ismi “döner kebab” tır!
Mutfağımızda Türk düşmanı
Markaların reklamını yaparak
Yabancı mutfakları ve ürünlerini
Taklit ederek sonuca varamazsınız !
Biz bizi bilmezsek kim bizi bilir ?
Biz bizi anmazsak kim bizi anar ?
Biz bizi yaşatmazsak kim bizi yaşatır ?
Kendinizi kendi kültürümüz ile lanse ediniz
Yemeklerinizin ismini Türkçe koyunuz !
Yabancı mutfakları örnek almayınız
Mutfak zenginliğimiz ile örnek olunuz !
Medeniyetlerin birleştiği osmanlı ve Türk mutfağımızın örnek şefleri;
Yabancı markaların tanıtımında yer almayınız !
Kendi mutfak kültürümüzü öncelikte tutunuz !
Mesleki tarihimizi öğreniniz, öğretiniz!
Yemeklerinizin ismini Türkçe koyunuz !
Biz bizi bilmezsek kim bilir ?
Bizi bizi yaşatmazsak kim yaşatır ? Biz bizi anmazsak kim anar ? Siz dünyanın en zengin mutfağının bir Şefisiniz! Ülkemizde yabancı mutfakların Ve ürünlerinin yaveri ve sözcüsü olmayınız lütfen !
Lütfen !!!
Dünyada hiç bir aşçılık camiası yoktur ki;
Pırlanta değerinde binlerce yıllık mesleki zenginlikleri ve kendi füzyonu varken gitsin daha 100 yıllık ülkelerin teneke’lerine şekil vermeye çalışsın !!! Kendi kültüründeki füzyon birikiminden kopyalanan mutfak ürünlerimizi italyanın, fransanın’mış gibi cahilliğinden anlata anlata bitiremesin, kendindeki bir cızlamayı, muhallebiyi, kompostoyu bilmezken konsümme desin !!!
Darı çöreğini, erişteyi, çomaç’ı bazlamayı bilmezken totilyayı, popodoms’u dilinden düşürmesin ! Saygıdeğer meslektaşlarım; elbette her aşçı başka ülke mutfakları konseptleri ile çalışabilir. Ama önce kendi mutfağınızı öğreniniz. Kendi kültürümüze ait ürünleri başka mutfakların hanesine yazdırmayınız. Lütfen!!!
Saygıdeğer yeni meslek gönüllüsü kardeşlerim;
-mutfağımızın simdi ve gelecekte size ihtiyacı var. Unutmayınız!
-çalışmalarınızda mutfak kültürümüze ait ürünlere yer veriniz.
-coğrafyamızın tarihi ve geleneksel lezzet miraslarını yaşatınız.
-kimseye özenmeyiniz, taklit etmeyiniz, gelecekte siz taklit edilmeye çalışmalarınızdaki başarı ile layık ve vakıf olunuz.
-mutfağımıza ait yemeklerin lezzetini yabancı gıda markalarına indekslenmesine müsaade etmeyiniz. Kendiniz üretiniz.
-bizim mutfak zenginliğimiz dünyadaki hiç bir ülkede yoktur. Mesleki tarihinizi öğreniniz –ki ileride karşınıza çıkacak art niyetli hainlere mutfağımızın üstünlüğünü savunabilesiniz.
-bu mutfak bize, size ve bizden olanlara gelecekte’ de lazım olacak mutfağımızın ürünlerine ve değerlerine sahip çıkınız.
Unutmayınız;
Popüler olmak önemli değildir !
Bilgili olabilmek önemlidir…
Başka kültürlerdeki tarihten gelen alışkanlıkları kendi kültürünüze göre değerlendirip “yanlış” olarak adlandırmayınız. Dünyadaki her toplumun tarihine inancına, ait olduğu coğrafyasına, iklim şartları ve geleneksel anlayış biçimine göre alışkanlıkları vardır. Manevi değerlerde doğru ve yanlış kavramı “kültürün” etkenlerine göre değişebilir...
463 Sayfadan Oluşan Farklı Zamanlarda Bizzat Kaleme Aldığım "Otelcilik - Restoran - Aşçılık - Türk Mutfağı - Gastronomi Ve Turizm Üzerine #DijitalMakaleler Kitabı" nı Okumanızı Tavsiye Ederim.... (Mesleki anlamda kaleme aldığım makale ve köşe yazılarının tamamı bunlardan ibaret değildir. Aşağıdaki metinler sadece seçmiş olduğum bazı makalelerimin birleştirilmiş halidir.)