Günümüzden 20 sene önceye sanalda bir yolculuk yaptığımız zaman hemen hemen tüm dünyada gelişmiş dünya ülkelerinden fransız, italyan, ispanya ve 2 yada 3 tane daha ülke mutfağının yerel gastronomi makalelerinde örnek gösterildiğini göreceksiniz. Aynı zamanda yerel gastronomi etkinliklerinde aynı ülkelerin gastronomi kültürlerinin esintilerini görmek mümkün. Yerel derken dünyada herhangi bir ülkenin yerelinden bahsediyorum. "Aydın" olmanın anlamında "batılı" olmak ile eşdeğer...
Yazılı ve Görsel Basında, Yabancı Gıda Markalarının Gastronomi Yazarları, Gurmeler Ve Yemek Yazarları Üzerindeki Gastromilliyetçilik Anlayışı Nedir?
Günümüzden 20 sene önceye sanalda bir yolculuk yaptığımız zaman hemen hemen tüm dünyada gelişmiş dünya ülkelerinden fransız, italyan, ispanya ve 2 yada 3 tane daha ülke mutfağının yerel gastronomi makalelerinde örnek gösterildiğini göreceksiniz.
Aynı zamanda yerel gastronomi etkinliklerinde aynı ülkelerin gastronomi kültürlerinin esintilerini görmek mümkün. Yerel derken dünyada herhangi bir ülkenin yerelinden bahsediyorum. "Aydın" olmanın anlamında "batılı" olmak ile eşdeğer olduğu günlerden bahsediyorum.
Buna aynı zamanda sömürge devletlerinin 2. Ve 3. Dünya ülkeleri üzerinde kurmuş oldukları toplum mühendisliğinde en ilk sıralarda yer alan kendileri için;
* En büyük,
* En iyi,
* Mükemmel,
* Ulaşılmaz,
* Yakalanamaz,
* Rekabet edilemez,
* Demokratik,
* İnsan hakları,
---gibi özenti ve hayranlık uyandıran ama gerçekte aslı ve astarı olmayan uydurma tanımlar olduğu gümüzde teker teker ortaya çıkarken özenti ve hayranlık duyan kişiler içinde hayal kırıklığı ve boş bir hayal olduğu ortaya çıkıyor. Esasında gelişmiş dünya devletlerinde yukarıda belirtilen tanımların sadece kendilerinden olanlar için geçerli olduğu rusya, ukrayna savaşı ile bir kez daha ortaya çıkarak ispatlanmış durumda.
Papanın ölen insanlar için ağlaması yıllardır islam ülkelerinde ölen müslümanların acaba insan olmadığı hissini dünya kamuoyunda gözler önüne sererken oysa gelişmemiş dünya ülkelerindeki batı yanlısı aydınların' da gerçekte bordrolu memurları olduğu ortaya çıktı. Maalesef bu ülkelerden biri'de Türkiyedir.
Bunlara bir kaç örnek vermem gerekirse;
* Kendi tarihindeki bazlamayı, cızlamayı, erişteyi bilmeyenlerin tortilyadan, krep'ten ve ravyoli'den dem vurmaları,
* Kendi mutfak kültüründeki asırların samsun pidesini, niksar'ı, etli ekmeğini, Merzifon pidesini bilmeyen gurmelerin daha 19. Yy son çeyreğinde yapılmaya başlanan pizza'dan ve pizzanın olmayan tarihini yazmaya çalıştıklarını,
* Sözde günümüz Türk mutfağı şeflerinin Mükemmel bir osmanlı saray mutfağı sofrası kurarak şerbetten ve şuruplardan haberleri olduğu halde o osmanlı sofrasının ortasına aynı Lawrens’ ların Ülke Mutfağımızdaki Ağlara Bağladıkları Hain kekliklerden olan örnek Türk mutfağı şefi olarak 2,5 litrelik cococola şişesi dikip arkasına da geçerek dünya basınına nasıl poz verdiklerini,
* Türkiyedeki bazı aşçılık kurumlarının yöresel yemek yarışmalarına Türk mutfağının "T" sinden anlamayan alman, ingiliz ve italyan jüri adaylarını binlerce euro vererek davet ettiklerini,
* Türkiyedeki Aynı aşçılık kurumlarının ve mutfak akademilerinin daha mantı yapmasını bilmeyen öğrencilerini binlerce euro karşılığında italyaya makarna yapma kurslarına gönderdiklerini,
* Kendi mutfak kültürümüzdeki asırların pastırmalı perohi (piruhi, Çerkez mantısı)'nı avrupadaki yemek yarışmalarında "pastırmalı ravyoli" olarak yapıp yabancı mutfakların hanesine yazdıran mutfak fakiri sözde Türk Mutfağı ve Türk Şeflerimizin gaflarını,
* Ülkemizde bulunan ve üretilen yüzlerce çeşit peyniri görmeyerek illaki en ünlü Türk şeflerinin menülerine garganzola, cheddar, permessan vb. Peynirleri koydurarak aynı şeflerin basın açıklamaları ya da yemek tariflerinde kullandırarak bizim peynirlerimizin 10 katı fiyatına nasıl sattırdıklarını,
* Yabancı gıda markalarının finans desteği sağlayarak İlgili aşçılık federasyonu başkanlarına gastronomi organizasyonları ve basıl açıklamalarında yerliyse yeriz (869) dedirterek kendi ürünlerini otelcilik sektörüne sadece bir kaç referans ile nasıl sattırdıklarını,
---göreceksiniz...
Mecazi anlamda; Esasında mahalleye gelen bazı sirklere giriş çok ucuz ya da ücretsiz olurmuş. Acaba bu politikanın sebebi nedir diye düşündüm.
Bunlar parayı nereden kazacaklar? Bedavaya gösteri yapılır mı? Meğer ipin üzerindeki cambaz yürürken birileri cambaza bak cambaza derken diğerleri ise milletin cebini boşaltıyormuş, sonradan farkettik durumu. Ya bu durumu farkedemeyenlerin cahilliğine mi yanarsınız yoksa sıradaki kurban olduklarından haberleri olmadığına mı?
Yabancı gıda markaların finans ve tanıtım desteği ile 40'ından sonra aşçılık mesleğine başlamış ve 3 ayda aynı gıda markaları tarafından parlatıldıktan sonra yüzyılın Türk mutfağı şefi diyerek kamuoyuna lanse ettikleri şeflerin adına aynı gıda markaları tarafından yazılan yemek kitaplarında mutfak kültürümüzün ve lezzetlerimizin nasıl yabancı gıda markalarına indekslendiğini göreceksiniz...
Bu toplum mühendislikleri maalesef sadece bizim ülkemizde uygulanmadı.
Türk mutfağı bunları aştı, ama bunu başaramayan dünya da ülke sayısı çok fazla. Burada üzücü olan durum yabancı gıda markalarının hedef aldıkları ülkenin vatandaşı olan kendi insanlarına kendi elleri ile kendi insanları ile kendi mutfak kültürlerini nasıl bozdurduklarını ve söz konusu yabancı gıda markalarının hedefleri doğrultusunda üretim altyapılarına göre nasıl orijinali bozmaya çalıştıklarını göreceksiniz.
Has Aşçıbaşı Ahmet ÖZDEMİR
Osmanlı ve Türk mutfağı Dünya Gönül Elçisi
Uluslararası Gastronomi ve Mutfak Danışmanı
Önemli Not:
"Gastromilliyetçilik & Mutfak Kültürü Milliyetçiliği Nedir?" Makalesinin tamamını aşağıdaki orijinal metinden okuyabilirsiniz...