Gördüğüm kadarı ile Türk ve Osmanlı mutfağı için yapılan çalışmalarda camiamız bir yarış içeresine girdi. Ama bu yarış uzaktan’ da yakından’ da gözüktüğü üzere psikolojik anlamda birbirimize üstünlük kurma yarışı değil, hizmet ve basari yarışı olmalı. Bu güne kadar ilgili dernekler ve kurumlar tarafından yapılan çalışmalarda hiç bir başarıya dayalı olmaksızın sadece toplantılara katılım olduğu için dağıtılan madalyalara da bir son verelim artık. “sanayi lokantasındaki sulu yemek ustasının 8 tane madalyası var, yetmez mi yani bu kadar ilgisiz madalya sevgili meslektaşlarım?”
Simdi aşçılık camiasındaki dernek yada kurumların daha da profesyonel olmasının gerektiği bir an ve zaman.! Çünkü artık camiada rekabet Sartları ve ortamı oluştuğu için birileri daha fazla çalışmak ve başarılı olmak zorunda. Bu güne kadar mutfağımız ve aşçılarımız adına yapılanlar ortada, yapılması gereken ama yapılmayan çalışmalarda ortada. Bunları özellikle camianın sorumluları çok iyi bilir...
Ama bundan sonra tarz ilgili filmdeki gibi “Zübük zade” siyaset anlayışı ile değil,yapılan işle, ortaya konulan icraatla olması gerekir. Yıl sonu geldiğinde herkes şapkasını çıkarıp önündeki masaya koyup yaptıklarını anlatınca saygıdeğer meslektaşlarımız tarafından sessiz kalınan da olacak, alkışlananda olacak, omuzlarda taşınanda...
Ama genel anlamda camiamızdaki dernek ve kurumların başarıları yada başarısızlıkları sadece kendilerini ve üyelerini ilgilendirmiyor. Türk ve Osmanlı mutfağına gönül vermiş tüm aşçıları da ilgilendiriyor. Sonuçtan etkilenen, kazanan da kaybeden de hepimizin amacı ve aracı olan ekmeğini yediğimiz sorumluluğunu taşıdığımız Türk mutfağı ve Türk aşçıları olmayacak mı_!!!
Değerli Meslektaşlarım ;
Dolayısıyla en küçük çırağımızdan en büyük başkanlarımıza varana kadar camiamızda hepimizin isteği Türk ve Osmanlı mutfağını gönlümüzdeki en yüksek yere taşımak ise ve burada hepimizin ortak bir amacı ve aracı olduğuna göre niye başarılı olamayalım?Yine en küçüğümüzden en büyüğümüze varana kadar el ele tutuşarak ciddi başarılara Türk aşçıları ve Türk mutfağı olarak imzamızı atamamamız için önümüzde kişisel kibir ve gururdan başka hangi engeller var?
2013 Yılı’nın başında farklı kulvarlarda ama hep beraber camia olarak beraber girmiş olduğumuz bu imtihanda el ele tutuşarak, kişisel yada kurumsal kibir ve gururdan uzak, sevgi ve saygı ile aramızda yardımlaşarak, zorda olana, ihtiyacı olana el uzatarak, dostluğun kardeşliğin ön planda tutulduğu, medeniyetimizden bize kalan en önemli değerlerimizden birisi “hoşgörümüzü” ön planda tutarak mutfağımız ve ülkemiz adına hep beraber farklı kulvarlarda ama Türk mutfağı adına sayısız başarılara imzalar atmak umuduyla....
Sonuçta kazanan sen değil, ben değil, o değil, biz ve bizim mutfağımız, bizim ülkemiz olması umuduyla Türkiye’deki çırağından ustasına, aşçısından şefine, derneğinden federasyonlarına varana kadar çıkmış oldukları yolda yüce Allah’tan hizmet yarışları boyunca sağlık, mutluluk ve sonsuz başarılar temenni ediyorum....
Has Aşçibaş & Exc. Chef | Ahmet Özdemir