Ülkemizde ozlellikle buyuk sehirlerde yeni bir trend almis basini gidiyor. Meksika, İtalyan, fransiz lokantalari adi altinda uluslararasi mutfaklara ait lokantalar hizla cogaliyor. Esasinda tam olarak ortaya koyduklari konsept gerçeği yansitmasada isim ortada.
Turk mutfak kulturunu yöresel veya bölgesel yemekleri 2. Sinif esnaf lokantalarimiz yasatmaya calismakta. Kendi sosunda pisen sulu yemek kulturumuzde kaybolmaya basladi. Hatta bazi kitleler tarafından kebap kulturu on plana tasinmaya calisirken turk mutfagi sadece kepeplardan oluşan bir mutfakmis anlayisi sunulmaya calisiliyor.
İste lafin ozu burada... avrupada turk mutfagi dediğiniz zaman sadece insanlarin beyninde kebap canlanıyor. Oysa bu kesinlikle doğru değil. Corbalarimizdan, Soğuk ve sicak istahacicilarimizdan tutunda pilavlarimiza, hunkar beğendimize, yahnilerimize yer veren yada bilen yok. Bir ülkenin mutfak kulturu tanitiminda en önemli etkenlerden birisidir. Ama eksik bilgilerimizden dolayi bunun yeterince kullanilamadigini düşünüyorum, hem ülkemizde hem de ulke disinda.
Daha once de söylediğim gibisu soruyu soralim kendimize; ülkemizde protokol değerine sahip yabanci menseeli her turlu mutfaklar varken o ülkelerde bizim protokol yemeği verebilecek kalitede mutfaklarimiz varmi ? oysa sadece bizim bir bölge mutfagimiz avrupadaki bir cok ulke mutfagindan daha zengin olmasina rağmen. Avrupada yasayan isadamlarimizin, devlet büyüklerimizin yalnız yada misafirleri ile gidebilecekleri kac tane mutfagimiz var?
Ozellikle avrupada turk mutfagi dediğiniz zaman; döner kebab, sis kebab, lahmacun akla gelmektedir. Belirtilen isimlerdeki restoranlara gittiğini zaman bu imajin da doğru olduğunu goruyorsunuz. Sislik Dogranmis, terbiyelenmis etler, farkli boyutlarda Dönerler de fabrikalar tarafından hazir satiliyor ve lokantalara kadar servis ediliyor.
Kesmekte önemli değil artik cunku hazir bicagi var, son derece ince bir sekilde kesebiliyor. Makinalar zaten promosyon... ustalik gerektiren bir sey varmi burada? Izgaraya atılmak için bekleyen dondurulmuş etlerinde de bilgisizlikten mikrodalgada cozulmesi de aglanilacak hallerimizden biridir.!
Oysa Osmanli Saray Mutfağı ve Türk mutfağı dünyadaki en iyi ustalik gerektiren ve en zahmetli mutfagidir diyorum. Avrupada personel maliyetlerinin yüksek olmasi bunda bir etken olabilir. Bir osmanli veya turk mutfaginda 300 cesitin üzerinde gida malzemesi kullanılırken, bir fransiz, İtalyan veya Meksika mutfaginda ana kalemlerde bu malzemeler cok daha azdir. Yapilan is zahmetli olduğu için personel sayisida diğer mutfaklara oranla bizim mutfagimizda daha fazladır.
Biz dünyada marka olabilmek için daha cok calismamiz gerekiyor cook. Ozellikle kendi mutfagina sahip cikmaktan aciz, Yemeklerine turkce isimler koymaktan utanan ustalarimiz varken... bu arada yeni yetişen ascilarimiz konuyu akademik olarak ta ele aldiklari için umutluyum. Devlet kurumlarinin da eğitim acisindan konuyu daha derin bir sekilde ele almasi bu umudumu güçlendiriyor.
Geçmişten geleceğe avrupada bu güne kadarki en geniş kapsamli bu güne kadarki ve bundan sonradaki açılacak olan mutfaklarimiza ornek olabilecek birinci sinif protokol, ziyafet, is yemekleri, konferans, toplantı hizmetleri verebilecek “Hunkar osmanli ve turk mutfagi” ni belcika da hizmete aciyorum. Ayni zamanda da bu ornek restoranin hissedari olmaktan gurur duyuyorum.
80 kisilik Yemek salonu, 16 kisilik ziyafet salonu, 16 kisilik vip-set salon, 48 kisilik toplantı konferans ve protokol salonu, acik mutfak
Has Aşçıbaşı | Ahmet ÖZDEMİR | akdenizsef@gmail.com |